Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi
Selamlar sevgili okuyucu.
2014 Ocak’ında kariyer amaçlı kısa süreli Gebze’deydim. Hafta sonu yaptığım küçük gezilerimden bikaç kare ile birlikte duyduğumuz ama tanımadığımız bir Türk ressam, müzeci ve arkeolog olan Osman Hamdi Bey’i anlatacağım bu yazıda.
Osman Hamdi Bey’in evi Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Eskihisar köyündedir ve şu anda eşyaları ve tablolarının kopyaları ile müze halinde ziyaretçileri ağırlamaktadır. Hemen söyleyeyim. Gebze Eskihisar iskelesinden mesai saati içinde geçerseniz kesinlikle Eskihisar sahil ve Osman Hamdi Bey evini ziyaret ediniz. Saatlerce gezmelik bir açık hava mekanı. Biraz yukarısında Eskihisar Kalesi bulunmaktadır ama kapısı kilitli olduğu için kapı önünde mangal yapan insanlardan başka bişey göremezsiniz 🙂
Haritada yeri: Google Maps – Here
(Araba ile giderseniz aracınızı otoparka bırakmanız gerekmektedir. Çevrede bikaç tanesi mevcuttur. Eğer yaya olarak gidecekseniz Gebze merkezden tarihi Çoban Mustafa Paşa Cami önünden 15 dk da bir kalkan Eskihisar otobüsleriyle Eskihisar Sahilde indikten sonra 5 dk yürüyerek ulaşabilirsiniz. Otobüsler seferlere sabah 6’da başlamaktadır. Müzeye giriş ücretsizdir.)
Ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosunun açık arttırma ile güzel bi rakama satılması ile Türkiye’nin ismini duymaya başladığı bu insanın başarıları ve yaptıkları aslında sanat için çok değerlidir.
Resimli tura başlamadan önce müze girişinde verilen kitapçıktan önemli kesitlerle Osman Hamdi Bey’i tanıyalım 🙂
Osman Hamdi Bey gençlik yıllarında burada 28 dönümlük bir arazi satın alır. 1884 yılında bu koya bir köşk yaptırır. Planını kendisinin çizdiği bu yapı, Fransız mimarisinden izler taşır. Yapının kiremit, tuğla, ahşap malzemeleri, Fransa’nın Lyon kentinden gemi ile getirtilmiştir. 1884 yılından itibaren Osman Hamdi Bey ömrünün neredeyse tüm yazlarını ailesiyle birlikte bu evde geçirmiştir.
1. Dünya Savaşı sıralarında köşk ve eklenti binaları karargah komutanının emrine verilmiştir. Atatürk ve İsmet İnönü Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli evrelerinde bu köşkte kalmışlardır. Sonraları uzun süre kaderine terk edilmiş olan Osman Hamdi Bey’in Evi’nin üst katı 1945’de çıkan bir yangın sonucu tahrip olmuş ancak 1966’da köşk, müştemilat ve korusu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca tescil ettirilip kamulaştırılmıştır. Bakanlık tarafından onarılarak müze haline getirilmiştir.
Osman Hamdi Bey (30 Aralık 1842 – 24 Şubat 1910)
Arkeologi Müzeci, Ressam…
Osmanlı ve batı kültürleriyle eğitilerek yetişmiş bir teknik ve siyaset adamı olan Sadrazam İbrahim Edhem Paşa’nın en büyük oğludur. 1842’de İstanbul’da dünyaya geldi. İlkokul öğrenimini Beşiktaş’ta tamamlayan Osman Hamdi, 1856 yılında Maarif-i Adliye okuluna başladı. Daha 16 yaşında bir öğrenci iken yaptığı kara kalem resimlerle çevresinin dikkatini çekti. Babası ile birlikte gittiği Viyana’da müze ve sergilerle ilgilendi. 1860 yılında Paris’e hukuk tahsiline gönderildi. Hukuk Fakültesi’ne yazıldı, arada bir derslere devam etti ama asıl eğilimi olan ressamlıktan vazgeçmedi ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde çağın önemli imzalarından, Gustave Boulanger ve Jean-Léon Gérôme’nin atölyelerinde resim çalışmaları yaptı. Paris’te 12 yıl kalmıştır. Bu sırada açılan Paris Sergisi’nde Osmanlı hükümeti temsilcisi olarak bulundu (1867). Osman Hamdi Bey Paris’deki öğrenimi sırasında Marie adlı bir Fransız kızla evlendi. On yıl kadar evli kaldığı ilk karısından iki kızı dünyaya geldi. Türkiye’ye dönüşünden 4-5 sene sonra ilk eşinden ayrılan Osman Hamdi Beyi yine Fransız ve adı yine Marie olan ikinci eşiyle Viyana’da tanıştı. O sırada 17 yaşlarında olan Marie’yi devam ettiği okuldan alıp, İstanbul’a götürerek kendisiyle evlendi ve ona Naile ismin verdi. İstanbul’a dönüşte, yabancı büyükelçilerin protokol işleriyle uğraşma görevine atandı. Bu sırada düzenlenen Viyana Sergisi’ne birinci sergi komiseri olarak görevlendirildi.
1881 yılında Padişah Abdülhamit’in şahsi emriyle, eski eserler işlerini düzenlemek için Müze Müdürlüğü’ne getirildi. 11 Eylül 1881 tarihinde İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) Müdürlüğü’ne atandı. Bu göreviyle kendi yaşamına olduğu gibi, Türk müzeciliğinde de yepyeni ve verimli bir dönem açılmış oldu. 1884 yılında eski eserlerin yurtdışına çıkarılmalarını yasaklayan ve o gün için Türk müzeciliği ve eski eserlerin korunması bakımından byük bir adım olan Asar-ı Atika Nizamnamesi’ni (Eski Eserler Kanunu) çıkararak uygulamaya koydu.
1883’de Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ni (Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) kurdu ve bu okulun müdürlüğüne görevlendirildi.
Osman Hamdi Bey, Nemrud Dağı, Lagina Tapınağı ve Sayda’da ilk resmi arkeolojik kazıları yapmıştır. Sayda kazısında bulduğu ve arkeoloji dünyasının başyapıtları kabul edilen, aralarında İskender Lahdi’nin de bulunduğu lahitler ve diğer eserlerin sergilenmesi için, büyük bir ileri görüşlülükle ilk Türk müze binası olan İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin 1881 yılında temelini attı ve 1891’de hizmete açtı.
Müzecilik çalışmaları ile birlikte resim çalışmalarını da sürdüren Osman Hamdi Bey doğu anlayışı ile yaptığı figürlü kompozisyonları ile Türk resim sanatının başarılı bir temsilcisi oldu. Kendi kuşağının diğer sanatçıları arasında bir kültür adamı kimliğiyle de ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur.
Üslüp olarak hocası Gerome’un da benimsediği akademik tarzı sürdürmüştür. Resimlerinde sıklıkla kendisini model olarak kullanmıştır. Eşi Naile Hanım, Osman Hamdi Bey’in önemli yapıtlarında kendisinden sonra kullandığı en önemli modeli olmuştur. “Mimozalı Kadın” adlı tabloda modeli, eşi Naile Hanımdır.
Eskihisar Balıkçılar Barınağı
Gebze sahilde az biraz yürüdükten sonra sol tarafta denize bakan manzarası ile iki katlı bir ev göreceksiniz.
Evin avlusunda bizi güneşten solmuş iki resim karşılıyor 🙂
Arkada görünen yer ise Osman Hamdi Bey’in çalışma bölümü olarak kullandığı bina.
Arka bahçesi gayet büyük ve insana huzur veriyor. Evi boş bıraksalar mesire yeri ilan edilebilir. O derece.
Evin ilk odasında bazı resimlerinin kopyası bulunan ressamın en ünlü resmi Kaplumbağa Terbiyecisi de var.
Her resmin altında resmin adı, çizildiği tarih, resmin boyutu ve orijinalinin bulunduğu yer yer almaktadır.
Kaplumbağa Terbiyecisi, 1906, 117×223, İstabbul Pera Müzesi
Silah Taciri, 1908, 130×175, Ankara Resim Heykel Müzesi
Şehzade Türbesinde Deviş, 1908, 92×122, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Vazo Yerleştiren Kız, 1883, 25×47, Seher Aydınlar Koleksiyonu
Gebze’den Manzara, 1881, 72×119, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Cami Kapısı Önünde Konuşan Hocalar, 105×140, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Fesli Çocuk, 1882, 41×51, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Yazmalı Kız, 1897, 15×13, Erol Kerim Aksoy Koleksiyonu
Bir İtalyan Kız, 23×34, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Cami Kapısında Feraceli Kadınlar, 1881, Halil Bezmen Koleksiyonu
Yukarı kata çıktığımızda sıradaki odada Osman Hamdi Bey’in (balmumu olarak tahmin ettiğim) heykeli ile kurgulanmış bir oda yer alır.
Tanıtım odasında Osman Hamdi Bey’in hayatının yer aldığı birkaç dilde yazılmış afiş yeralmaktadır. Ayrıca kendi ve ailesinin fotoğraflarını da görmekteyiz.
Camiden Çıkan Sultan, 1887, 74×49, Mehmet Nuri Çolakoğlu Koleksiyonu
Resim çalışma odasında Osman Hamdi Bey’in “Vazo Yerleştiren Kız” tablosunun çizim anı iki heykel ile canlandırılmıştır. Gayet de hoş olmuş hani 🙂
Vazo Yerleştiren Kız, 1883, 28×49, Seher Aydınlar Koleksiyonu
Genç Kız Portresi (Kızı Nazlı), 31×49, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Mimozalı Kadın (Eşi Naile Hanım), 1906, 93×130, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Genç Çocuk Portresi (Oğlu Ethem), 1894, 27×36, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Portre (Yeğen Tevfik), 1904, 31×45, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Sarı Cübbeli Derviş, 1905, 120×210, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Sultanahmet Cami Girişi Kadınlar, 1901, Erol Kavim Aksoy Koleksiyonu
İhtiyar Balıkçı İsmail Ağa, 1905, 41×48, Mehmet Nuri Çolakoğlu Koleksiyonu
Kahve Ocağı, 1879, 50×38, Leon Grünberg Koleksiyonu
İki Müzisyen Kız, 1880, 39×58, İstanbul Pera Müzesi
Leylak Toplayan Kız, 1881, 32.5×56, Halil Bezmen Koleksiyonu
KIrda Gezinti, 29×36, İstanbul Resim Heykel Müzesi
Evin karşısında, avlunun diğer tarafında yer alan bu bina eskiden Osman Hamdi Bey’in çalışma yağtığı yer olsa da şu an bir toplantı salonudur ve girişi yasaktır. Sebebini anlayamadığım şekilde kapısında güvenlik görevlsi beklemektedir ve evin ön tarfındaki küçük bahçede çekim yapmak bile yasakmış. Enteresan.