Mekatronik yaşamak

Mekatronik yaşamak

Merhaba sevgili okuyucu.

Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu başlık seçmekte çok zorlandım. Bunun sebebi de galiba konunun karışıklığı yüzünden, bilmeme rağmen yazacaklarımın ne olduğunu bilmediğimden dolayıdır 🙂

Peşin not: Zor olsa da çok güzeldir.

Mühendisliğin tanımına baktığımızda mantık temeline oturtulan bir disiplin olduğunu görürüz. Bir mühendisin gördüğü eğitim ve disiplinden sonra herşeyi yapabilecek havada olmasının nedeni de budur. Çünkü o bir mühendistir ve mantıken mümkün herşeyi yönetebilir. Turst me. I am an engineer. 🙂

Baktığımızda bir mühendis, bölümüyle ilgili alanı olsun olmasın bir sorunu öyle yada böyle çözer. Ki bu mühendis bu tecrübeyi bir sorun olarak karşısına çıktığında kazanmıştır.

Peki ya başka bir mühendislik disiplinini çözmek ?

İşte burda iş biraz değişiyor.

Şu an yürüttüğüm bir mekatronik projede yaşadığım sıkıntılarla birlikte bu konudan bahsetmeye çalıacağım.

Ben makine mühendisliği eğitimi görmüş, mekatronik alanda uzman olma hedefi olan artık son sınıf olmuş bir mühendis adayıyım.

Öncelikle söylemeliyim makine mühendisliği eğitimi görüyorsanız mekatronik disipline vakıf olmak çok sıkıntlıdır.

Bizim okul için konuşursak;

  1. Elektrik ile ilgili lise düzeyinde temel bir ders veriliyor.
  2. Elektronik ile ilgili hiçbişey yok. 404 error page not found.
  3. Fortran isimli sayısal işlemleri mükemmel düzeyde yapan, ama başka hiçbir artısı olmayan bir programlama dilini bir de eski yazım şekli ile ve kötü bir öğretim tarzıyla öğrettiler. (öğretemediler. dersi geçip olayı bilen yok)
  4. Hocaların ilgi alanları gereği imalat ve enerji den başka, öğrenciye bişeyler öğretecek alan yok. Öğretmeyi bırakalım hafif ucundan yönlendirebilecek bir ders dahi yok diyebiliriz.
  5. Hocalar kendilerini geliştirseler de bizim nesli yakalayacak seviyeye ulaşamadılarını görüyorum. Biraz sabit fkirli ve bazı konularda ise aslında korkaklar.
  6. Bölüm çok geniş olduğu için özellikle 4. sınıfta 2 kredilik 7 seçmeli ders alarak kafaları bi’ milyon yapmak mümkün. Bikaç tanesi birbiriyle ilgili olsa da hiçbiri benle ilgili değil. :/

Bu bölüme can atarak geldiyseniz ve geldikten sonra böyle bir ortamla karşılaşıp hala alan seçemediyseniz inanın hayat çok kötü oluyor zamanla. Bundan dolayı uzmanlık alanınız için yüksek lisansı beklemekten bıkıp hadi başlayalım diyerek benim gibi 2. sınıfın sonunda bu işe atılabilirsiniz 🙂

Bunu yapmamak için bölüme girerken en azından alanları hakkında bilgi edinip yavaş yavaş sindirmeye çalışın tavsiyesini verebilirim.

Bunları atlatıp iyi kötü bu işe atıldım. Makine mühendisi eğitimli bir mekatronik mühendisi olma yoluna, büyük bir cesaret ve topladığım özgüvenle girdim.

Burda belirtmek istediğim bişey var. Okuldan aldığınız mühendislik ünvanı piyasada sizi tanıtmaz. Siz işe girerken, proje mühendisi, ar-ge mühendisi, bakım mühendisi, elektronik mühendisi, destek mühendis, kontrol mühendisi, yazılım mühendisi, kalıp tasarım mühendisi, üretim mühendisi vs ünvanlarına sahip olacaksınız. Yani sıfatınızı belirleyecek olan bitirdiğiniz bölüm değil yaptığınız iştir.

Mekatronik mühendisliğinin en güzel yanı sistemin tümünün sizin elinizden geçmesidir. Küçüklüğümden beri istediğim ama bölüm seçerek yanıldığım kısım buydu. Ben makine mühendisi olmak istedim. Makineyi tamamen kontrol etmek, imal etmek, kontrol etmek.

Artık çoğumuzun bildiği gibi mekatronik mühendisliği; makine, elektrik elektronik ve bilgisayar mühendisliğinin (bilgisayarın mühendisliği olmayacağını başka bir yazıda değineceğim.) kesişimidir.

Pratik kısım haliyle biraz daha karışıktır.

Çünkü bir sistem için;

  • Bir yazılımcı kendisine verilen parametreler dışında sistemi düşünmez.
  • Bir makineci nasıl çalışacağı dışında otomasyon kısmını düşünmez.
  • Bir elektronikçi sistemin nasıl imal edileceğini bilmez ve makine çalışırkenki diğer parametreleri düşünmez.

Yani eğer mekatronik disiplinle pişmiyorsanız, bilgili olduğunuz diğer konu sizin için sadece hobi ve genel kültürdür. Örneğin lise zamanında program yazmaya heves etmiş, üniversite bitene kadar da bişeyler yapmış bir makineciye, mekatronik bir sistem yazılımı çok uzaktır.

Mekatronik disiplin, tüm sistemi düşündürerek aslında ülkemizde pek olmayan “ar-ge” kavramını tek başına yaptırır. Bunun için yapılan her yenilik bir sonrakinin temeli olduğu için en hızlı ar-ge metodu mekatronik disiplinden geçmektedir.

Yaptığım proje mekatronik disiplinini tam karşılayan bir projedir. Ve elektronik, yazılım ve mekanik kısımların her biri birbiriyle yüksek derecede ilişkilidir.

Sizden beklenenden fazla olan bu projeyi özellikle okul zamanı yapıyorsanız işiniz gerçekten zor demektir. Okulda sadece mekanik kısmı görmenin sıkıntısının yanında, eğitimini almadığını hatırlamak umutsuzluğa, strese ve gelecek kaygısına düşürmektedir.

Dar bir zaman aralığında derslerden vakit kaldıkça gecelerce çalışmak bir yana, bu kısımlar arası geçiş beni en çok zorlayan kısımdır.

Birkaç ay önce yaşadığım stresin beni epey pişirdiğine inanıyorum 🙂

Mekanik kısımla ilgilenip imalat planını hazırlamaya çalışıyorsunuz. Aynı zamanda malzeme temin etmekle uğraşıyorsunuz. Türkiye’de az imalatçısı bulunan ve perakende alacaksınız diye size cevap bile vermeyen hammadde üreticileriyle yaşanan sorunlar daha başlangıç.

Ama durun o da ne. Malzeme sipariş ettiniz ve şimdi yazılıma geçmeniz gerekiyor. Henüz iki hafta önce yazdığınız binlerce satır kodun başına tasarım programından sonra geçince kafa hafifden duruyor.

Sırf iki gecemi o kodları yazma biçimimi inceleyerek harcadığımı biliyorum. Eğer yazacaksanız kontrolün tam olarak sizde olması gerekiyor. Gece yatınca sistemle ilgili hangi sorunları aklınızdan geçireceğinizi bile etkiliyor bu. “Isıl  dayanım ile ilgili çözüm metodları mı düşüneyim ? Gömülü sistem program hafızasının yetmeme sorununa ucuz bir çözüm ile ilgili bişeyler mi düşüneyim ?” sorusuna cevap vermeniz lazım önce. Hangi kısımla ilglileniyorsanız onu yaşamalısınız o sıralar. Hepsini aynı anda yürütmek projeyi çok yavaşlatıyor.

Yazılımda da biraz ilerlemek yetmez. Başladığınız kısmın kodlarını bitirmeniz lazım. Programlamanın en maliyetli yanı eksik veya yanlış kodu düzeltmektir. O kısmı bitirmeden başka bişey düşünemezsiniz. Düşünmemelisiniz.

Tamam oldu diyorsun. Verileri en iyi yolla elde ettim diyorsun. Ve karşına elektronik kısım çıkıyor. Daha önce kafanda kurduğun sistem yeni programla tam uyumlu çalışmıyor. Tam uyumlu olmalı! Bunun sonucu olarak mekanik sistemde gerek boyut gerek şekil değişiklikleri yapmak gerekiyor. Fakat zaman az ve malzemeleri sipariş ettin.

Bu yüzden tüm kısımlar aynı zamanda bitmeli.

Alanlar arası geçişler bile günler sürerken bu disiplini istikrarlı bir biçimde sağlamak çok önemli bir mühendislik becerisi geliştirme biçimidir.

Sonunda projeyi zamanında bitirebilmek gerçekten de başta dediğim gibi mühendise özgüven ve hava katan kısmı oluyor 🙂

Dışarıdan bakıldığı gibi yönetim emri vermek kadar kolay değil bu. Saf teknik bilgi içine dalıyorsunuz. Boğulmadan çıkmalısınız. Bir işletme veya endüstri mühendisinin yaptığı iş gibi değildir. Çünkü eğer bunu kendiniz yapıyorsanız yazılımcı, elektronikçi ve mekanikçiye vereceğiniz parametrelerden daha çok kriter elinizde olacak. Bu yüzden de bir sistemin en iyi şekilde geliştirilebilmesi iyi donanımlı mekatronik mühendis(ler)i tarafından yapılabileceğini düşünüyorum.

Tabi eskiden savunduğm gibi bir kimse herşeyi bilmek zorunda değildir. “Bu, insanı maddi anlamda kullanmanın sonucunda oluşmuş kapitalist ve zorba bir istektir” diye düşüneniniz çıkacaktır. İşte burada meslek aşkı devreye giriyor. Ben bu işi severek yaptığım için yapmak istiyorum. 🙂

Onun için inanıyorum ki bu alanı sevmeyen biri çok başarılı olamaz.

Günümüzde işini sevmeseler de hevesli olmasalar da başarı yakalayan insanlar vardır tabiki. Fakat burda işin içine sürekli geliştirme girdiği için mekatroniği ayrı tutmak gerekir diye düşünüyorum. Sevmeden yapılamaz.

Teknik konularda değil de bürokratik işlerle sıkıntı içinde olduğum şu sıralar, bi boşluktan faydalanıp bu yazıyı gecikmiş de olsa bugün güneş doğmadan yazmak istedim. Söylenecek çok çok şey var bu konuyla ilgili. Sürekli yazıp sildim çünkü konu çok yayıldı. Biriktirdikçe yavaş yavaş yazmaya devam edeceğim. 🙂

Henüz bu işlerde yeni yeni profesyonel işler yapmaya başlamış biri olarak yanlış anlaşılabilecek şeyler söylemiş olabilirim. Acemi bir mekatronik mühendisi olarak tecrübelerimi yazmaya çalıştım.

Zor ama sonunda güzel hissettiren bir alandır. Mesleğini seven mühendisler ile insanlığı çok ileri taşıyacak bir disiplindir.

Şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere 🙂